Astroloji konusunda adeta guru mertebesine ulaşmış halkımızın, Astronomi konusunda bir o kadar derin cehalet içerisinde olduğunu dehşetle müşahede etmekteyim uzun zamandır. Mesela hanımkızımız Merkür Gerilemesi’nin insana şöyle de böyle sıkıntılar getireceğini ahkamlıyor, ama Merkür nedir, nerde gezer, ne yer ne içer hiçbir fikri yok. Ya da çok sevdiğimiz üniversite mezunu babamızın, yıldız kaymasını lise mezunu komşuya, yıldızların gerçekten de kayması şeklinde izah ettiğine şahit olabiliyoruz. Tabii ki sevgili annelerimizin, babaannelerimizin celestial mechanics tahsil etmesini bekleyemeyiz bu yaştan sonra, ama en azından evrenin en temel birkaç hususu hakkında basit birkaç bilgi sahibi olmak herkesin ufkunu genişletir kanaatindeyim.

Tüm bu astronomik cehaletler içerisinde en çok canımı sıkan ise, evrenin büyüklüğü karşısındaki o “nedir ki canım?” yaklaşımıdır. Tabi mesafe olarak İstanbul – Ankara arasından ötesini aklı kesmeyen adamın gökyüzüne bakıp yıldızlar için “aha hemen şurası yau” demesini yadırgamak da yanlış. Hani sanki böyle birazcık daha hızlı roketlerimiz felan olsa, o gökyüzünde gördüğü herşeye ulaşabileceğiz insanlık olarak. Hatta şimdi bu adam yıldızlar küçük diye gitmeye tenezzül etmediğimizi sanıyordur. Ay daha büyük ona gidiyoruz. Güneş de büyük ama sıcak o, bak onu biliyor. Nefret ettim adamdan 2 dakkada. (Burada zıvanadan çıktığımı farkettim, toparlıyorum) Gezegenlerin boyutlarından başlayalım. Öncelikle Dünyamızın, diğer İç Gezegenlerle karşılaştırılmasına bakalım yukardaki resimde. Burada Dünyamız nispeten büyük kalıyor. İç Gezegenler, Güneş Sistemimizdeki Güneşe yakın olan Merkür, Venüs, Dünya ve Mars’tır. Resimdeki Plüton ise iç gezegen değil, hatta gezegen bile değildir (artık).
Bir de Dış Gezegenlerle karşılaştıralım. Bakın ne kadar da cücük kaldı Dünya şimdi Satürn, Jüpiter, Neptün ve Uranüs’ün yanında. Gaz devleri karşısında nasıl da bilye gibi kaldı di mi? (Evet bu devasa küreler gazdan oluşuyor) Ama dur sen, daha bitmedi. Asıl Güneş’le karşılaştıralım hele bi: Koca dünya koca dünya dediğiniz dünyanın işte güneş karşısında esamesi okunmuyor. Herkes haddini bilecek.
Şimdi burada biraz durup soluklanalım. Bu gezegenlerden Mars, Venüs gibi bazılarını bazen gökyüzünde parlak bir yıldız şeklinde görebiliyoruz. Halbuki bunlar ışık yaymazlar, aynı Ay gibi, Güneşten aldıkları ışığı bize yansıtırlar. Ancak çok uzak mesafede olduklarından onları nokta kadar görürüz. Bu gezegenlerin hepsi de, Güneş’in çekim gücü nedeniyle Güneş etrafında kendi yörüngelerinde dönerler. Güneş + gezegenlerden oluşan bu sisteme Güneş Sistemi diyoruz biz. Temsili bir güneş sistemi resmine bakalım: Peki gördüğümüz diğer yıldızlar? Onlar da aynı bizim Güneşimiz gibi, ısı ve ışık kaynağı olan dev kürelerdir. Ve evet, onların da etrafında dönen irili ufaklı gezegenler vardır. Yani evrendeki tek güneş sistemi bizimki değil, daha milyonlarca belki milyarlarca hatta trilyonlarca farklı gezegen sistemi var. (Abartı yok)
Bir de Galaksi diye bi kavram var, o ne peki? Önce akıllı ol, onun Türkçesi Gökada. Gökadalar, milyonlarca, milyarlarca, trilyonlarca yıldızın bir araya geldiklerinde oluşturdukları şeye denir. Dünyamızın, haliyle Güneşin ve Güneş Sistemi’nin bulunduğu gökadanın ismi Samanyolu’dur. Her Gökadanın ortasında bir çekim merkezi olur ve tüm yıldızlar, aynı gezegenlerin güneş etrafında döndüğü gibi, bu çekim merkezinin etrafında dönerler. En küçük galakside 10 milyon, en büyüklerinde ise 1 trilyon kadar yıldız olur. Şu anda olayın büyüklüğü karşısında dehşete düşmen gerekir ama hala boş boş okuyorsun. Dur bakayım şu işe yarayacak mı: Gözlemlenebilir evrende 100 milyardan fazla (100.000.000.000) gökada (galaksi) olduğu tahmin edilmektedir. Hala şaşırmadın mı? Seni hiçbir şey şaşırtmaz o zaman. Sen git şaşı bak şaşır, senden adam olmaz. Neyse, bir gökada resmi koyalım ortam yumuşasın. Galaksilerdeki bu yıldızların da hepsi bir değil, irili ufaklı oluyorlar. Bir çok evreleri, ömürleri var yıldızların da. Doğuyorlar büyüyorlar sönüyorlar ölüyorlar, ama bunlara girmeyeceğiz burda. Güneşin diğer bir kaç yıldıza göre boyutuna bakalım: Şimdi de Arcturus’un karşısında Güneşimiz bezelye gibi kaldı. Ama dahası da var: Antares, bir dev yıldızdır ve çapı 570 milyon kilometredir. Güneşin çapının sadece 1,5 milyon km olduğu düşünülürse Antares’in büyüklüğü bir nebze anlaşılabilir. Bilinen en büyük yıldız ise VY Canis Majoris’tir ve çapı, güneşin çapının 2000 katı kadardır.
Bilinen evrenin haritasını şuradan inceleyebilirsiniz. Dünya’yı bulabilene istediği galaksiden seçtiği bir gezegeni hediye ediyoruz. Nasıl olsa kimse hak iddia edemiyor henüz.

Daha bunu nebulası, ışık yılı, yıldız kümesi, asteroidi, novası, kara deliği vs. var da yazmakla bitmez, belki bir dahaki sefere.

Son söz olarak, inançlı okuyucuları Yaratıcı’nın kudreti karşısında; inançsız okuyucuları da evrenin akıl almaz büyüklüğü karşısında saygıyla eğilmeye davet ediyorum. Her yola geliyorum, kimseyi kırmıyorum, hepinizi öpüyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz