“Aman bu ne acayip birşey, portakal ve balık mı? Iyyh!” demeden önce uyarmalıyım, balığınızın tadı portakal gibi veya şekerli olmayacak, korkmayın.
Birçoğumuzun annesi balık buğulama yapar, genelde de kızartma, ızgara varken hep buğulamaya burun kıvırırız (en azından ben).
Ben buğulama tarifini aldım, biraz fırında balık tarifine yaklaştırıp soğan yerine portakal koydum.
Aslında bu tarif herşeyi hazırlayıp evde soğan olmadığını farkettiğimde ortaya çıktı. Soğan olmadan palamutu fırına verirseniz kupkuru olur, yağlı, fırına gidecek bir balık değil. Ne yapayım derken şöyle bir baktım, tepsiye komple limon dizmek tek çözüm gibi görünürken portakallar gözüme ilişti…
İyi de oldu, bu şekilde yaptığınız balık portakalın sadece çok az kokusunu aldığı gibi, portakallar tüm balık kokusunu da emiyor ve hemen hemen hiç kokmadan balık yapmış oluyorsunuz.
Küçük evi olanlar o kokunun çok zor çıktığını bilir.
Malzemeler:
Palamut veya çupra
1 adet portakal
1 adet limon
Zeytinyağı
Kekik, nane
Hazırlanışı:
Mevsimine göre, zevkinize göre palamut veya çuprayı balıkçınıza temizletip boydan sadece ikiye böldürün. (Fileto)
Bir tepsiye alimünyum folyo veya fırın kağıdı yayın, ikisi de yoksa margarinle biraz yağlayın. Portakalı daireler şeklinde kabuğuyla olabildiğince ince dilimleyip tepsiye yayın.
Elimizdeki filetoları koymadan çok az zeytinyağı gezdirin portakalların üzerine. En üste balıkları derileri altta kalacak şekilde dizin (bu sayede portakal tadı gelmeyecek).
Balıların üzerine zeytinyağı döküp birat tuz, nane, kekik gezdirin.
Araya yarım limonu dilimleyip serpiştirirseniz lezzet katar.
Maksimum 180 dereceye ayarlı fırında yaklaşık 30 dakika pişirin.
Tüm bunları yapmak benim 10 dakikamı almadı. Olabilecek en hızlı, en az kokan balık yemeği bence.
Aynı tarifi portakal yerine soğanla da yapabilirsiniz, ama soğanlı biraz daha ağır oluyor ve soğan balık kokusunu yeterince çekemiyor.
Afiyet olsun efendim.
Not: Ayva mevsimini kaçırdık ama bunu mevsiminde yazdık, deneyenlerin yorumlarını bekliyorum.
