Uzun yıllardır Avrupa Birliği (AB) Türkiye’ye insan hakları, kişi hak ve hürriyetleri, azınlık hakları gibi alanlarda birçok düzenleme için türlü türlü zorlamalarda bulunmuştur. Bu zorlamalar toplumda kimi zaman tepkiyle karşılanmış kimi zamansa kabul görmüştür.Bu değişim baskısı, toplumun geniş kesiminde bir avuç azınlığa veya bir grup aydına yönelik uygulamalar olarak algılanmış ve bir lüks gibi karşılanmıştır. 2007’lere gelindiğinde bu algılamalar kuşkulara dönüşmüş ve adeta AB’nin dayatmaları bir kötü planın parçası, bir stratejik savaşın unsuru olarak görülmeye başlanmıştır.

27 Nis 2007 tarihli e-muhtıra ile birlikte AB’nin o geniş özgürlükçü bürokrat ve siyasetçilerinden beklenen tavır gelmemiştir. Sanki “orası bir doğu ülkesi, layıklarını buldular” gibisinden bir tavır hissedilmektedir. Bu ülkenin dürüst, samimi aydınları kendilerini kullanılmış ve çöpe atılmış hissetmektedir. G3’e aydınlarımızın gücü yetmemektedir sevgili AB, omuz verme sırası sendedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz